Sayfa 1 Toplam 2 Sayfadan 12 SonuncuSonuncu
Toplam 11 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 10 arasi kadar sonuc gösteriliyor
  1. #1
    ʀօʝɛӄ_04 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Title
    Aileden Biri
    Üyelik tarihi
    21.Mayıs.2011
    Mesajlar
    801
    Konular
    468
    Aldığı Beğeni
    0
    Verdiği Beğeni
    0

    Çanakkale ilçeleri ve ilçeler hakkında bilgiler




    Ayvacık
    1330-1335 tarihleri arasında 15-20 haneli Kızılcatugla adlı kücük bir köy oldugu bilinen bu sirin ilcemizin kesin olarak hangi tarihte kuruldugu bilinmemektedir. Ancak, genislemesi ile ilgili olarak anlatılan hikaye ilginctir. Aslen, Tiflis'li olan Ümmühan hanım, bugünkü Ayvacık ilcesine yakın bir yerde han isletmektedir.1514 Caldıran seferi nedeniyle yöreden orduya katılan askerlerde Ümmühan Hanımın hanında
    dinlenmektedirler; Ümmühan hanım bu askerlerden birisini savasta ölen kocasına benzeterek onunla evlenir ve Ayvacık'a gelir. Daha sonrada civarda bulunan diger köyleride (Küplü, Doganlar ve Garipler) dolasarak köylülerin Ayvacik'a yerlesmelerini ve bu sebeble beldenin genislemesini temin eder.
    Bugün bu sirin ilcemizin sinirlari icerisinde Antik döneme nazire olarak, bulunan Türk-Islam mimarisi özelliklerini en iyi bir sekilde yansitan eserler sunlardir:

    Hüdavendigar Camii: Canakkale ilimiz sinirlari icerisinde bulunan dini yapilardan en önemlilerinden birisi olup, Bahramkale'de Murat Hüdavendigar tarafindan yapilmistir. Dört duvar ile sekiz köseli sagir bir kasnak üzerine oturtulmus tek kubbelidir. Osmanli'nin ilk eserlerinden birisi olan bu Camii, Assos harabelerinin hemen yanibasinda magrur bir eda ile Murat Hüdavendigar'in anisini yasatmaktadir.

    Ümmühan Hatun Camii: Ayvacik ilcesinin genislemesine sebep olan Ümmühan Hatun tarafindan yaptirilmistir.

    Tuzla Hüdavendigar Camii:12 m'lik tek bir kubbe ile catili son cemaat yerinden olusan camii, Murat Hüdavendigar'in vakfiyesidir. Cesitli ebadlardaki taslardan yapilan camiinin tugla olan kubbesi sivali olup zemini ise tas dösemelidir.



  2. #2
    ʀօʝɛӄ_04 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Title
    Aileden Biri
    Üyelik tarihi
    21.Mayıs.2011
    Mesajlar
    801
    Konular
    468
    Aldığı Beğeni
    0
    Verdiği Beğeni
    0
    Bayramic
    Bayramic ve yöresinin gecmis caglarda Troia kralliginin sinirlari icersinde oldugu bilinmektedir. İlce merkezinin bu dönemlerine iliskin bilgiler, bugün ilce sinirlari icinde kalan bazi eski yerlesim merkezlerinden elde edilmektedir. Bunlardan en önemlileri arasinda Troas bölgesinde, bugünkü Kursuntepe yakinlari ve Skamondros (Eski menderes) cayi vadesindeki eski bir Aiolya yerlesim yeri olan Skepsis'Evciler) ve Akpinar, Caldag köyünde bulunan Kiemalilar'in kurdugu bir koloni olan Kebren (Akpinar) bulunmaktadir. Pers egemlenligine ve daha sonra da sparta istilasina ugrayan kent, halkinin Alexandreia -Troas'a göc etmesiyle bosalmistir.1356 yilinda Osmanlilar, bugün Kültür Bakanliği tarafindan koruma altina alinan. Restorasyonu yaptirilan ve halk arasinda "Hadimogullari konagi" olarak taninan binayi yaptirmiilardir.
    Akpinar Caldag köyünde, adini Priamos'un oglu Kebrianos'tan aldiği söylenen, M.Ö. V.yüzyilda büyük ün kazanan ancak M.Ö.III. yüzyilda tamamen bosalan, Kebren Antik sehri ile Kursunlu köyündeki, yazili kaynaklara göre etrafı yüksek surlarla çevrili bir kale ve Athena Tapinagi'nin oldugu bildirilen Skepsis kentinin kalintilari, ilcemizdeki antik yerlesme merkezleridir.Ancak yörede yeterli bir arastirma yapilmadigi icin önemli bir antik yerlesim bölgesi olan Bayramic ve civari hakkinda baska bir bilgi bulunmamaktadir.Osmanli dönemi yapilari arasinda Tepe Camii, Tasköprü Camii, Hadimoglu Konagi ve tas köprü sayilabilir.

    Kazdagi (Ayazma): Bayramic ilcesi, Evciler köyünden sonra 5 km. mesafededir. Kazdagina özgü uzun agaclari, gürül gürül akan soguk sulari ve piknik yerleri ile ilimizin en güzel mesire yerlerinden birisidir. Kazdaginda (Ayazma) her yil Agustos ayi icinde geleneksel Kazdagi güzellik yarismasi düzenlenmektedir. Troya bölümünde genis ayrintilari ile inceledigimiz Antik mitolojiye sahne olan Kazdagi ile ilgili güzel bir efsane anlatilir.
    Edremit'in Güre köyünde Sarikiz adinda cok güzel, iyi yürekli yardimsever bir kiz yasardi. Onu cekemeyenlerin iftiralari sonucu babasi Sarikiz'ı 5-10 kazla birlikte Kazdagina birakir. Uzun bir zaman sonra baba kizini görmeye gelir. Dagta abdest almak icin kızından su ister. Sarikiz dagin tepesinden elini körföze uzatarak tasini doldurunca kizinin erdigini anlar. Sirri anlasilinca Sarikiz oracikta can verir. Buna cok üzülen babasi da baska bir tepede can verir. Bu rivayete göre İda dagi, Kazdagi, dagin dorugu Sarikiz tepesi, babasinin öldügü yer de baba dagi diye anilir.

    Hadimoglu Konagi: 17. yüzyilda Konya'nin Hadim kasabasindan gelerek, Bayramic'e yerlesen Mustafa ve Ahmet isimli iki kardes burada dabaklik yapmaya baslamislardir. Kisa bir sürede zengin olan kardesler, zamanin hükümetinden Bayramiç sancaktarligi'ni almislardir. Hadimoglu konagi, bu sancakta kardeslerden kalan ve günümüze kadar fazla tahrip olmadan gelebilen en güzel sivil mimarlik örneklerinden biridir. Binanin bazi yerlerinde Bayramic ilcesine 14.km. uzaklikta yer alan Kursunlu tepe üzerinde Skepsiz Antik kentinden gelen mimari parcalar dekorasyon unsuru olarak kullanilmistir. İc ve dis cepheler tamamen resim, fresk, alci süsleme ve ahsap oymalarla tezyin edilmistir. 1973 yilinda, bina, varislerden hazinece satin alinmis, bilahare Kültür Bakanligana devredilmistir. 1996 yilinda Bayramic Kaymakamligina tahsis edilen konak, "Türk Evi-Etnografya Müzesi" olarak Canakkale Valiligince gösterime arzedilip, Bayramic halkina armagan edilmistir.

    Külcüler Kaplicasi: Bayramic ilcesinin 18 km. dogusundadir. Kapilacada kür icin banyo ve havuzlar vardir. Kaplica sulari sodyum sülfatli, kükürtlüdür. 29 derece ile 34.5 derece sicaklikta olan kaplica da, 8.7 ile 14.1 oran degerinde radyoaktivite bulunmaktadir. Romatizmal, cilt, nefrit, kadin, solunum yolu hastaliklari ile felclerde olumlu etki yapar.

  3. #3
    ʀօʝɛӄ_04 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Title
    Aileden Biri
    Üyelik tarihi
    21.Mayıs.2011
    Mesajlar
    801
    Konular
    468
    Aldığı Beğeni
    0
    Verdiği Beğeni
    0


    Biga
    Dogal Yapi:
    Biga, Türkiye'nin kuzey batisinda, Marmara Bölgesinin Güney Marmara Bölümünde, kendi adiyla anilan yarimadanin da kuzeydogusunda bulunan Canakkale'nin hizla gelisen büyük ilcelerinden biridir. İlcenin dogusunda Balikesir iline bagli Gönen ilcesi, batisinda Canakkale iline bagli Lapseki ilcesi, güneyinde yine ayni ile bagli Can ve Yenice ilceleri, kuzeyinde ise Marmara Denizi yer alir.

    Biga ilce merkezi kiyidan 24 km. iceride Kocabas cayinin Canderesi adli kolu üzerinde, Balikkaya Tepesi'nin eteginde kurulmustur. İlceye Bakacak, Baliklicesme, Gümüscay, Karabiga, Gündogdu, Sinekci bucaklariyla 106 köy baglidir.

    Yüzölcümü: İlcenin genel yüzölcümü 1331 kilometrekaredir. İlce topraklarinin kuzey bölümü düzlük güney bölümü tepeliktir. İlce merkezinin denizden yüksekligi 50 metredir. Bu yükseklik Balikkaya Tepesinde 196 metreyi bulur.

    Tarih:Biga sözcügünün Yunanca'da kaynak ve pınar anlamina gelen Pega sözcügünden Biga'ya dönüstügü kuvvetli bir ihtimaldir. Pega sözcügünden Pegasos türemistir. Pegasos eski Yunan'da ve cok Tanrili dönemlerde insanlarca varligi kabul edilen efsanevi kanatli attir. Pegasos sanatcilarin hayal gücünü simgeler ve ozanlarca ilham perisi sayilirdi.

    Evliya Celebi'ye göre : Biga'nin ilk fatihi Sultan Alaaddin'in beylerinden Bayboga oldugu icin Biga'nın tarihteki adı degistirilerek Boga sehri denilmeye baslanmistir.

    Eski Milli Egitim ve Genclik Spor Bakanlarından Hasan Ali YÜCEL, Türkiye'de Orta Ögretim adli kitabinda Biga'dan bahsederken Biga'ya XIX. yüzyil baslarinda Boga dendigini, bunun yörenin bogalariyla ün kazanmis olmasindan kaynaklandigini belirtmektedir. Kocabas Cayı dar bir bogazı andirdigi icin Biga bogaz sehri olarak da anilirdi.

  4. #4
    ʀօʝɛӄ_04 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Title
    Aileden Biri
    Üyelik tarihi
    21.Mayıs.2011
    Mesajlar
    801
    Konular
    468
    Aldığı Beğeni
    0
    Verdiği Beğeni
    0
    Bozcaada
    Cografi Konumu:
    Cevresi 14 mil tutan Bozcaada, Canakkale ilimizin sirin bir ilcesidir. Etrafindaki irili ufakli adaciklar dahil olmak üzere yaklasik 42 km2 lik yüzölcümüne sahiptir. En yüksek noktasi 192 metrelik Göztepe'dir.Ada, Ege Denizi’nin kuzey-dogusunda yer almaktadir.Çanakkale Bogazi’na 15 mil, Limni’ye 30 mil, Midilli’ye 33 mil mesafededir.Su anda ulasimin saglandigi
    Ezine İlcesi Geyikli Beldesi Yükyeri Feribot İskelesine ise 3,4 mil uzakliktadir.Bozcaada cevresinde irili ufakli 10 ada bulunur. Bunlar Tavsan, Piresa, Orak, Yilan, Fener, Tas, Kasik, Gökcce ve Sicancik adalaridir.
    Ada'nin, kuzeydogusunda Eskikale Burnu, Erenler Burnu; dogusunda Tabya Burnu, Nar Burnu, Saritas Burnu; güneyinde Tuzburnu, Kocatarla, Mermer Burnu, Sulubahce Burnu, Habbeli Burnu; Batisinda Bati Burnu; kuzeyinde Killik Burnu olmak üzere oniki burunu vardir.

    Bu burunlar arasinda da Liman Koyu, Degirmenler Koyu, Poyraz Limani, Çanak Limani, Çapraz Limani, Çanak Limani, Kocatarla Limani, Lagor Limani, Ayana Limani, Ayazma Koyu, Sulubahce Koyu, Habbeli Koyu İsimlerinde oniki adet cennet benzeri koyu vardir.



    Iklim:Bozcaada tipik Akdeniz iklimini andirmakla beraber, Bogaz'ın tam çikişinda bulunmasi sebebiyle Kuzey rüzgarlarini fazlaca alir. Dolayisiyla, Akdeniz iklimini andirir. Yazlari sicak ve kurak, kislari ise Ilik ve az yagisli olarak görülür.Aylara göre ortalama nisbi nem % 70'in altina düsmez.Hakim rüzgar poyrazin yillik esis sayisi 2392’dir. Ada'nin bu iklim özelligi, kendine özgü ve dünyanin hicbir
    yerinde yetistirilemeyen nefasetteki "cavusüzümü"ne ortam hazirlamaktadir.


    Bozcaada'nin Tarihi: Eski adiyla Tenedos olarak anilan Bozcaada'nıin bilinen ilk sakinleri, Pelaglar (Pelazziler)dir. Bunlar, muhtemelen adaya ikibin yil önce yerlesmisler. O tarihlerden 1500 yil sonra ise, İonya kentleri ve adalarin tümüyle birlikte Bozcaada'da Perslerce tahrip edilmis.Ada daha sonraki yillarda Akdeniz'deki ticari egemenlik kavgası nedeniyle Venedik,Ceneviz, Bizans'i misafir etmis.
    1455-1456'da Fatih Sultan Mehmet'in Donanma Komutani Hamza Bey tarafindan Venedikliler tarafindan alınmıs ve Ege'deki Türkler'in eline gecen ilk ada olmus.1479'da Türklerin galibiyeti ile biten savaslarin sonunda Ada'ya Türk bayragi ceken Gedik Ahmet Pasa, kaleyi yeniden yaptirmis. Anadolu'dan getirdigi ahaliyi de, her türlü vergiden muaf olarak yerlestirmis.wAdanin dogu tarafindan, Anadolu'ya bakan yüksekce bir kayalik üzerine yerlesmis Bozcaada Kalesi halk arasinda Eski Kale olarak isimlendirilir. Adanin bilinen ilk zamanlarindan günümüze kadar saglam olarak gelen tek kaledir.
    Ekonomi: Bozcaada ekonomisinin temeli, iklimin özelligi sebebiyle bagcilik ve sarapcilik üzerindedir. Ayrıca, sebzecilik, kücükbas hayvancilik gibi daha ziyade aile ekonomisine yönelik ugraslar icin ortam vardir. Balikçilik ve turizm ise, Ada'nin ekonomisinde basta güresen konular haline gelmektedir.

    Nüfüs: 1997 yili nüfus sayiminda 2543 olarak tespit edilmistir. İlcemiz nüfusu yaz aylarinda gerek turistlerle ve gerekse yazlikcilarla birlikte 10.000’i bulabilmektedir.

  5. #5
    ʀօʝɛӄ_04 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Title
    Aileden Biri
    Üyelik tarihi
    21.Mayıs.2011
    Mesajlar
    801
    Konular
    468
    Aldığı Beğeni
    0
    Verdiği Beğeni
    0
    Çan
    İlcenin kurulus tarihi kesin olarak saptanamamasitir. Bugünkü ilce sinirlari icinde bulunan bazi antik yerlesim merkezleri ilcenin antik cagina iliskin ipuclari vermektedir. Roma Döneminde Can yöresi, Sergis olarak adlandiriliyordu. Can yöresi XIV yy. ortalarinda Osmanli topraklarina katıildi. Bu dönemde Can pazari diye isimlendirilen yöre. Biga sancagina bailiydi. Türk sanayi ürünlerinin en önemlilerinden birisi olan Canakkale seramiklerinin yapuim yeri olarak adini duyurmustur. İlcenin diger önemli bir özelligi ise kaplicalaridir.

    Can ilicasi, yilda kücümsenmeyecek kadar önemli miktarda hastayi sifaya kavusturmasi ile ünlü bir ilicamizdir. Sadece ilimize degil ülkemizin en önemli ekonomik gelir kaynaklarindan biri olan seramikcilik, Haci İbrahim Bodur'un önderliginde tüm dünya ülkelerine, Can'dan mürsitlik yapmaktadir.

    Can Kaplicalari: Can ilce merkezindedir. Belediye tarafindan isletilmektedir. Otel, kür icin banyo ve havuzlari vardir. Kaplica sulari sodyum sülfatlidir. Kaplica sulari 46 derece sicaklikta olup, 15 oran degerinde radyoaktiviteye sahiptir. Karaciger, bagirsak, idrar ve safra yollari hastaliklarina iyi gelmektedir.



    Can Tepeköy Kaplicalari: Can ilcesine 16. Km. uzakliktaki Tepeköy'de bulunan kaplicanin sulari kükürtlüdür. Sertlik derecesi 42 olan kaplicanin kaynak sularinin sicakligi 37-48.7 derece arasinda degismektedir. Kaplicada otel, kür icin banyo ve havuzlar mevcuttur. Ayrica, Bardakcilar köyü'nde de sifali bir kaplica bulunmaktadir.


    Kirazli Sifali sulari:Canakkale -Can karayolu üzerinde ve il merkezine 35.km. uzakliktaki Kirazli nahiyesindedir. Kirazli Maden suyu ve Kirazli Balaban Maden suyu olarak adlandirilan iki kaynak bulunmaktadir. Kaynaklarin bulundugu yerlerde hicbir tesis kurulmamis olmasina ragmen, yol üzerinde bulunmasi nedeniyle her iki kaynaktan da yararlanilmaktadir. Özellikle böbrek taslarini düsürmekte etkili oldugu bilinmektedir.

  6. #6
    ʀօʝɛӄ_04 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Title
    Aileden Biri
    Üyelik tarihi
    21.Mayıs.2011
    Mesajlar
    801
    Konular
    468
    Aldığı Beğeni
    0
    Verdiği Beğeni
    0
    Eceabat
    Tarihcesi:
    Bugünkü Eceabat ilcesinin sinirlari icinde, Balkan'dan gelen kavimlerin bir kolu olan Traklar'in kurdugu pek cok eski yerlesim merkezi vardir. Ilce merkezi Maydos (Madytos), Sestos (Akbas), Kynossema (Kilitbahir), Idaion (Biga'li kalesi) Traklar'ca kurulan önemli yerlesim merkezleridir. Ilce merkezi olan Maydos Traklar'in yanisira Milet, Faco ve Midilli göcmenlerinin de yerlestikleri sanilmaktadir.Bölge M.Ö. II.yy'da Iran egemenligindeyken, V.yy'da Pers savaslarina tanik oldu. Strabon'a göre, kenti ilk kez lesboslular (Midilliler) kurdu. Sirasiyla Pers'lerin, Atinalilar'in, Spartalilar'in, Romalilar'in ve Latinler'in yönetiminde kalan Eceabat, 1354'te Orhan Gazi'nin oglu Süleyman Bey'in Rumeli'deki fetihleri sirasinda Osmanli topraklarina katildi. Anitsal Osmanli kaleleriyle ünlüdür. Antik dönemde Maydos (Madikuz) adlariyla bilinmektedir.

    Kilitbahir Kalesi:
    Osmanli kaleleri icinde, mimari yönden bir bas yapittıir.1452 yilinda Fatih Sultan Mehmed yaptirmistir. Kanuni Sultan Süleyman, bir kapi kulesiyle sur eklemistir. Hicbir yerde uygulanmamis özgün bir plani vardir. Surlara önem verilmemis, buna karsin yonca yapragi bicimindeki üc avlulu ic kale, korunakli yapilmistir. İc kale yedi katlidir. Duvarlar düzgün moloz tastandir.
    Kanuni Sultan Süleyman döneminde eklenen köse kule, büyük kesme tastan güzel bir yapidir.

    Sestos:
    Eceabat'a 4 km. uzaklikta, Yalova köyündedir. Akbas limaninin güneyinde kurulmustur. Fatih Sultan Mehmed Kilitbahir kalesini yaptirirken, Sestos kalesinin taslari kullanilmistir.



    Bigali Kalesi:
    Eceabat'a 5 km. uzakliktadir. 1807'de III. Selim döneminde yapilmaya baslanmis, II. Mahmud zamaninda bitirilmistir. Kalede Sestos kentinin taslari kullanilmistir.

    Seddülbahir Kalesi: 1659'da IV. Mehmed döneminde, Frenk Ahmed Pasa'nin mimar Mustafa Ağga'ya yaptirmistir.

  7. #7
    ʀօʝɛӄ_04 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Title
    Aileden Biri
    Üyelik tarihi
    21.Mayıs.2011
    Mesajlar
    801
    Konular
    468
    Aldığı Beğeni
    0
    Verdiği Beğeni
    0
    Ezine
    Tarihcesi:
    Antik Cag'da Neandria olarak bilinen Ezine, Hamaksitos'un kuzeyinde, cigri dag yöresinde, bir Aiolya yerlessim merkezidir. Aiolya tapınagi Neandria'da kurulmustur. Kent. M.Ö.yy'nin sonuna dogru az vergi ödeyerek Attika Delos Deniz Birligine katildi. M.Ö 339'da Spartali komutan Derkilidas'a teslim oldu. M.Ö IV yy'nin sonunda Alexandria Troas ile birlesti. Eski Saminlon Ovasinda kurulan Ezine, Charles Texier'in kücük asya adli yapitinda "Ezne-Enay" olarak adlandirilmaktadir. Ezine'nin güneyinde Sankrea siperi olarak bilinen yöre, Bizans imparatorlarinca siyasi suclularin tutuklama yeri olarak kullanıildi. Orhan Gazi döneminde, Türk boylarinin bölgeye gelislerinden sonra Ezine Osmanli topraklarina katildi.

    Alexandreia Troas:Dalyan köyündedir. M.Ö. 310'da "Sgia" adli kücük bir köyün yerine kurulmustur. Kurucusu Antigonos'un adiyla anilarak, kente Antigonie denmistir. Daha sonra Lysmakos, yerlesmenin adini "Alexandreia-Troas" olarak degismistir. Güclü ve zengin bir ticaret merkezi olarakgelisen kente, Romalilar döneminde de önemini korumustur.

    Neandria: Kayaci köyü yakininda Cigri dagindadir. Kenti cevreleyen surlar 3 m kalinlikta ve 3.200 m uzunluktadir. Bugün Neandria, Sankrea ve Alexandreia-Troas gibi Antik Dönem'in yerlesme merkezlerinden bir kismini da hudutlari icerisinde barindiran Ezine ilcemizde, Orhan Gazi döneminden, Ahi Yunus Zaviye ve Türbesi, Murad-i Hüdavendigar döneminden Asilhan bey camii ve Kabri, Yildirim Beyazit Han döneminden Sefer Sah hamami önemli tarihi varliklarimiz olarak dimdik ayakta durmaktadir.



    Abdurrahman Camii:Osmanli camilerinin ilk örneklerindendir. Orhan Gazi dönemindendir. Yalin, moloz tastan, alcak ve kalin duvarli bir yapidir.



    Sefer Sah Camii: XIV. yy'da Yildirim Beyazit döneminde yapilmistir. Duvarlar moloz tastan ve sacaklar tugladandir. Ayrica cevreden getirilen antik yapi kalintilari kullanilmistir. Caminin yaninda Sefer Sah'in mezari bulunmaktadir. Bu sirin ilcemizin önemli eserlerinden ikisi Cezayirli Hasan Pasa Köskü ve Aslihan Bey Camidir.



    Ahi Yunus Zayive ve Türbesi:Ana cadde'de Sefer Sah Caminin karsisindadir. XIV. yy'dan olup son yüzyilda onarilmistir.

    Kemalli Köyü Asilhan Bey Kulliyesi:Ezine'nin 12 km kuzeybatisinda, Kemalli köyündedir. Camii, hamam ve türbeden olusan yapi toplulugudur. XIV yy'da I.Murad döneminde yapilmistir.



    Kestansol Kaplicasi: Ezine ilcesinin 18 km güneybatisinda, Alexandreia-Troas'in kalintilarinin etegindeki kaplicanin denize uzakligi 2 km'dir. Kaynak sulari dogal ve artezyen cikislidir. 82 derece sicaklikta olan kaplica sulari, klorlu, sodyumlu, demirli, florürlü ve radyoaktif bir bilesime sahiptir. Cevresi seyrek dokulu cam ve mese agaclari ile örtülü olan kaplica otel, lokanta, kür icin banyo ve havuzlar mevcuttur. Ayrica sürekli doktor da bulunur. Romatizmal, deri, kan dolasimi, kalp, kadin ve sinir sistemi hastaliklari ile metabolizma bozukluklarinda, ic salgi sistemi ve kemik rahatsizliklarinda olumlu etki yapar.

  8. #8
    ʀօʝɛӄ_04 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Title
    Aileden Biri
    Üyelik tarihi
    21.Mayıs.2011
    Mesajlar
    801
    Konular
    468
    Aldığı Beğeni
    0
    Verdiği Beğeni
    0


    Gelibolu
    Dogal Yapi: Gelibolu, Marmara Bölgesi'nin batisinda, Canakkale Bogazi'nin Kuzeyinde, Avrupa yakasinda, Gelibolu Yarimadasi üzerinde kurulmus, Canakkale iline bagli bir ilcedir. Kuzeydogusunda Tekirdag iline bagli Sarköy ve Malkara ilceleri ile, kuzeybatisinda, Edirne ilinin Kesan ilcasi ile komsudur. Kuzeybatisinda Saroz Körfezi güneydogusunda ise Canakkale Bogazi bulunan ilce,
    batidan Eceabat ile sinirlidir.

    Iklim: Trakya ve Ege iklim bölgeleri arasindadir. Kuzey'de bulunan Korudagi, sert Trakya ikliminin etkilerini hafifletmektedir. Canakkale Bogazi kiyisinda bulunmasi münasebetiyle yilin dört ayi sürekli hava akimlarinin etkisinde kalmaktadir. Bu nedenle ilkbahar mevsiminin süresi kisadir. Yagislar, sonbaharda etkili olurke, ilkbaharda bir ölcü daha azdir. Kisin en belirgin özelligi kuzeyden gelen sert Poyraz rüzgaridir. Yaz ve sonbahar aylarinda bölgede Akdeniz iklimi hüküm sürer. Sonbaharlar genellikle iliktir.

    Daglar: Tekirdag'dan uzanan Ganos Dagi'nin bir kolu Marmara kiyilarini izleyerek Mürefte üzerinden Canakkale Bogazi boyunca Seddülbahir'e kadar uzanir. Diger bir kolu da Kadiköy bucaginin arkasindan ve Bayramic Köyünün sirtlarindan Meric yönüne dogru uzanir. Bir cok yerinde 200 - 400 metre yüksekliklerde degisen engebeler, Gelibolu-Kesan arasinda 725 metreyi bulur. Bu yükselti Korudag adini alir ve ilcenin en yüksek yeridir.

    Ovalar: Ilce dar bir yarimadanin uzantisinda bulundugu ve hafif engebeli araziden olustugu icin önemli ovalara sahip degildir. Evrese, Karainbeyli, Sütlüce ve Ilgardere gibi kücük ovalari mevcuttur.

    Akarsular ve Göller:Ilcede önemli göl ve akarsu yoktur. Bir kac büyük cay ve dere vardir.

    Kavak Cayi: Ilcenin en uzun akarsuyudur. Cokal köyü yakinindan gecere, Kuzeyden gelen bir kolla birlesir ve Saroz Körfezi'ne bosalir. Uzunlugu 50 kilometredir.

    Ilgar deresi: Esikci Dagi'ndan kaynaklanarak Üveyik Dagi ve Pazarli Köyü arasindan gecerek Bakacak Tepe yakinlarinda Canakkale Bogazi'na dökülür.

    Cokalci Deresi: Münip bes Ciftligi'nden ve Kaynarca'dan gecerek Canakkale Bogazi'na dökülür.

    Üc Köprüler Deresi:Cokalca Deresi olarak da bilinen dere, Eceabat yöresinde Ücköprüler mevkiinden denize dökülür. Yazlari pis ve durgundur.

    Bitki Örtüsü: Ilcede bitki örtüsü cam ve zeytin agaclarindan olusur. Korudag'daki cam ormanlari en önemli yesillik alani olusturur. Eceabat yönüne gidildikce kiyi kesimlerinin zeytin agaclariyla kaplandigi görülür. Pazarliköy sirtlarinda önemli sayilabilecek oranda cam alani mevcuttur. Tayfur ve Karainbeyli köyleri arasinda ise mese fundaliklarina rastlanir.

  9. #9
    ʀօʝɛӄ_04 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Title
    Aileden Biri
    Üyelik tarihi
    21.Mayıs.2011
    Mesajlar
    801
    Konular
    468
    Aldığı Beğeni
    0
    Verdiği Beğeni
    0
    GökÇeada


    Dogal Yapi:
    Gökceada cok engebeli, volkanik kütlelerden olusmustur. Adanin % 77'si daglik, %12'si engebeli, % 11'i ise ovadir. Adanin en yüksek noktasi Doruk Tepe 673 metredir.

    Konum ve Yüzölcümü:
    Gökceada 289.5 km2 yüzölcümüne, 95 km kiyi seridi uzunluguna sahiptir. Adanin dogu-bati uzunlugu 29.5 km, kuzey-güney uzunlugu ise 13 km'dir. Gökceada (Kuzulimani), Canakkale'den izlenen rotaya göre 32 mil, Gelibolu yarimadasindaki Kabatepe limanina 14 mil, Bozcaada'ya 33 mil, Ege denizinde bulunan Yunan adalarindan Limni' ye 16 mil, Semadirek adasına
    14 mil uzaklıktadır.

    Iklim ve Bitki Örtüsü:
    Gökceada'da Akdeniz tipi iklim görülür. Hakim rüzgarlar lodos ve poyraz'dir. Senenin büyük bölümünde rüzgarlar devamlilik saglar. Bitki örtüsü olarak 6870 hektar orman, makilik alanlar ve zeytinlik ler mevcuttur.

    Ic Sular: Gökceada tatli su kaynaklari bakimindan zengin, kendine yeterli potansiyele sahiptir. Sahinkaya, Dereköy, Aydincik ve Ugurlu gölet lerinden sulama amacli; Zeytinli Baraj Gölü'nden ise icme ve kullanma suyu ile cınarlı ovasinda tarimsal amacli sulama olarak yararlanilmaktadir. Akarsu yoktur ve dereler yazin kurumaktadir. Adanin dogu kesiminde denizden tasan sulardan olusmus Tuz Gölü bulunmaktadir. Tuz Gölü adanin %1'i kadardir.

  10. #10
    ʀօʝɛӄ_04 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Title
    Aileden Biri
    Üyelik tarihi
    21.Mayıs.2011
    Mesajlar
    801
    Konular
    468
    Aldığı Beğeni
    0
    Verdiği Beğeni
    0
    Lapseki




    Cografi Konum:
    İlce Canakkale iline bagli olarak, 40 derece 20 dakika dogu boylami, 26 derece 42 dakika kuzey enleminin kesistigi noktada, Marmara Denizinin Canakkale Bogazi ile birlestigi yerin Anadolu yakasında yer almaktadir. Merkez bucak disinda 2 bucak, 42 köyü bulunmaktadir. İlce yeryüzü sekilleri IV. Jeolojik zamanda (Kuvarterner) olusmustur. Çaylarin tasıdihgi ve iki yana serptigi alüvyonlarla kapli alanlardir. Taban suyu bakimindan zengin olan bölgede volkanik alanlar (Andezit) Biga-Lapseki arasinda uzunmaktadir.

    Bölgenin yüzölcümü, 955 km2 olup dalgali bir araziye sahiptir. Canakkale Bogazi, İstanbul Bogazindan daha az girintili cikıintili olu, ondan iki kat daha uzundur. Gelibolu ve Cardak fenerleri arasinda cekilen bir çizgi bogazin kuzey agzi, Seddülbahir'in hemen güneybatisindaki Kumburnu arasinda cekilen bir cizgi de güney agzi sayilir. Bu iki agiz arasi uzaklik kus ucusu 60 km. kadardir. Canakkale bogazinda kiyilar cogu yerde yaliyar halindedir. Bununla beraber, daha büyük akarsuların döküldügü Anadolu kiyilarinda oldukca genis delta ovalari, Cardak ve Lapseki dolaylari, Umurbey deltasi ve denize dogru ilerlemis belirgin kiyi oklari Cardak, Nara Burnu yer alir.

    Ulasim:
    Karayolu:
    Canakkale -Bursa karayolu üzerinde bulunan ilceler yurdun her yönüne giden otobüs firmalarinin yazihaneleri mevcuttur. Ayrica Canakkale-İstanbul arasinda calisan otobüslerin bazi seferleri bu ilçe üzerinden yapilmaktadir.

    Midibüs ve minibüs tasimaciliginda ise Canakkale ve Biga istikametine sürekli yolcu nakli yapilmakta, Belediye Otobüsleri de buna katki saglamaktaduir. Köylere ulasim da yine minibüsler vasitasiyla gerceklesmektedir.

    Deniz ulaşımı: Lapseki-Gelibolu arasinda calisan Türkiye Denizcilik İsletmelerine ait feribotlar, 1 Temmuz 1973 tarihinden buyana düzenli olarak calismaktadir. 3.5 deniz mili olan bu mesafe feribot tarafindan yarim saatte alinmaktadir. Sabah ilk hareket Gelibolu'dan 06.30'dur. Günün diger saatlerinde 07.30- 09.30'da Lapseki'den, Gelibolu'ya, 08.05-11.00'da Gelibolu'dan Lapseki'ye ve günün diger saatlerinde iki yaka arasinda sürekli calismaktadir. Cardak ve Gelibolu'dan hareketle calisan özel sektöre ait deniz motorlari iki yaka arasinda arac ve yolcu tasimaciliginda deniz ulasimina katki saglamaktadir.


    Tarihcesi: Canakkale bogazindaki 4 önemli yerlesim merkezinden birisi olan Lapseki'nin eski adi Mapsakos'dur. Lampsakos'u, Hellespontus'un dogusunda Troas bölgesinde Focalilarin kurdugu sanilmaktadir.
    Kent, cografyaci Strabon'a göre bir Miletos koloni kentidir. M.Ö 499 yilinda Perslere baskaldiran Tonya halkinin yaninda yer almis, M.Ö. 479 yilinda Mikale Deniz Savasindan sonra Atinalilarin yaninda yer almis ve M.Ö.471 yilinda Kserkes döneminde Perslere teslim olmustur.
    Sonralari Persler, kenti Yunanli Temistokles'e ganimet olarak vermisler ve sehir 1356 yilinda Gazi Süleyman Pasa tarafindan fethedilinceye kadar Bizanslilar'in hakimiyetinde kalmistir. I.Dünya savasinda isgal edilen Lapseki, İstiklal savasi'nin sonlarina dogru 25 Eylül 1922'de Fransiz ve ingiliz birliklerinin, Lapseki halkinin birlik ve beraberligi sonucu püskürtülmesi ile kurtarilmistir. Kaynaklar kenti olarak bilinen ilce, antik yerlesmelerinin yani sira Osmanli döneminin yapilariyla da ünlüdür. Lampsakos, Perkote, Süleyman Pasa Camii, Umurbey Hüdavendigar Camisi, Yakup Bey Külliyesi ve Abdullah bin Haci Yakup Türbesi Lapseki'nin tarihi kültür mirasindan birkac tanesidir.

    Sosyal Yapi: Canakkale Bogazinin tüm dogal güzelliklerine sahip olan ilçemizde, halkin birinci gecim kaynagi tarim olup, kismen balikcilıik ve turizm gecim kaynaklari arasıinda yer almaktadir.

    Cardak: Tarihi Osmanli dönemine ait Gazi Süleyman Pasa komutalarindan Gazi Yakup bey tarafindan yaptirıilan ve halen kullanilir halde bulunan 1463-1464 yapimi kervansaray yili yapimi bir camii Gazi Yakup bey türbesi ile yine bu komutanin ailesine ait, Osmanli tas sanatinin nadide örneklerinin bulundugu kadinlar mezarligi, Türklerin Rumeli'ye ilk cikis yerleri olan Cardak'ta dönemin komutanlarindan birine ait olan mezarin basinda bulunan, Anitlar Yüksek Kurulunca koruma karari bulunan, tahminen 600 yıllık o dönemin tek canla tanigi Türkler'in Rumeli'ye gecisteki birlik komutaninin adini aldigi bugün de Salbas mevkii olarak adlandirilan "Salbas Agacui" Lapseki'ye 5 km. mesafedeki bu güzel beldemizi bize ilk olarak anlatan cümleler.

    7 km.'lik hicbir yapilasmanin bulunmadigi halk arasinda sifa amacli olarak kullanilan bakir kumsallar. Bu kumsallara asfalt yolla baglanan 7 km. uzunluktaki yaklasik 250-300 metre yüksekligindeki Mecidiyeköy'ü, essiz manzaranin yaninda yaz ve kis aylarinda esen kivircik poyraz rüzgari ile planör ve sörf turizmine son derece elverisli ve bakir bir beldedir. Turuncgiller haric diger bütün meyvalarin üretim merkezidir. Cardak'a 15 km. mesafede bulunan Tastepe daglarindaki yaban domuzu av alanlari mevcuttur. Yerli ve yabanci turistlerce domuz avciligi yapilmaktadir. Bir de unutmamak gerekir ki Kirkpinar Pehlivan Güreşlerinden daha eski bir maziye sahiptir, Cardak.

    Umurbey: Canakkale Bogazindan yaklasik 5 km. iceride adi ile anilan ova ile cam ormanlarinin birlestigi yerde kurulu 3.00 nüfuslu bir yerlesim yeridir. Cok eski bir tarihe sahip olan ve bugün Nar köy diye isimlendirilen yerde kuruldugu ve halen mevcut kalintilardan da bilinen denizden gelen akinlardan korunmak üzere bugünkü yerine tasinan Umurbey, Perkü, Bergoz ve nihayet Orhan Gazi zamaninda Osmanli topraklarina katan Umur isimli beyin adi olarak "UMURBEY" ismini almıstir. Halkinin tamami sulu tarimla ugrasan, basta seftali, elma, kiraz, üzüm olmak üzere tüm sebze ve meyvelerin bol olarak yetistirildigi beldemizde son zamanlarda yilda üc kez ürün alinabilen Seracilik'ta gelismistir. Agustos ayinin son haftasinda "seftali kültür ve sanat senlikleri" yapilmaktadir.



Bu Konu için Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •