avesta dini-pers dini aynı mı?
Newroz Efsanesi'nin bütün figürlerini Avesta'da yakaladığımız için, Avesta'nın; bilhassa Genç Avesta denilen Zarathuştra sonrası şekillendirilen Avesta'nın, hangi halk grubunun kültürel mirası olduğunu çok iyi ve objektiviteye uyarak ortaya koymamız çok önemlidir. Bunu daha önce de kaydetmiştik. Çünkü Avesta hangi Aryani grubun kültürel mirası ise onun içerdiği figürleri esas alarak şekillenen Newroz gibi festivaller de o halk grubunun kültürel mirası olacaktır. Bu gayet doğaldır. Yukarıda ortaya koyduğumuz sorunun doğru ve ön yargısız çözümlenmesi gerekir. Çünkü Batılı Bilim Çevreleri'nin hazırladığı ansiklopediler ve benzeri kaynaklar, çoğunluk itibariyle Persler'in eski dinleri ile Avestik dini (Bahdin) aynı görürler. Bu durumda bir kitaplığın raflarına uzanan bir genç, özellikle bir Kürt Genci, ilk olarak bu yanlışı veya -eğer aksi sabitse- bu gerçeği beynine işler. Bizim bu sorunu, yani Avesta Dini ile diğer Aryani dinler, özellikle araştırmacıları en çok kafa karışıklığına iten eski Pers Dini arasındaki kalın çizgileriyle ifade edilebilecek olan farkları ortaya koymamız yaşanan karmaşanın neredeyse tümden, en aşağısından Kürtler'in konu hakkındaki tereddütlerinin tümden, kaybolmasına yardımcı olacak, bulanıklığı giderecektir.
Akamenid dönemi Pers Dinleri ile Genç Avesta'da formunu bulan Med Dinleri arasında derin ayrılıkların varlığı uzun boylu araştırmaları gerektirmeyecek kadar açıktır. Öyle ki, bu ayrılıklar bazan birer zıtlığa dönüşür. Bu konuda pek çok ciddi araştırmacı arasında net bir konsensus vardır. Mesela Paris Üniversitesi'nden Beneviste (1929) iki din arasındaki farklılıkları, Grek Düşünürleri'ne ve yazıtlara dayarak çok açık bir şekilde verir. Çok şüpheci bir yaklaşım sergilediği bir makale ile konuyu irdeleyen Richard N. Frye bile; 'Now we may assume the same religious development for the Achaemenids as with the Median rulers since the former probably obtained their religious consepts from the Medes (Unvala Memorial vol. 1964-abç). Yani Medler önceden bazı dini konseptlere sahiptiler. Bu konseptler daha sonra Akamenidler tarafından da (tabii ki belli bir süre sonra) benimsenmiştir. Yani başlangıçta iki ayrı dinsel konsept vardır. Frye'nin bu kanaatı makalesi boyunca daha da güçlenerek devam eder. Öte yandan aksi iddialar da kuvvetle savunuluyordu. Mesela Tarapore (Unvala Memorial..., 1964), herhalde kökeni itibariyle etkilenmiş olacak ki, büyük bir şevk ve azimle yazıtların içeriğinin yasnalarla hatta Gathalar'la bir bütünlük arz ettiğini anlatmaya çalışır. Bunu da tarafsızlık adına vermiş olalım. Biz yine de iki din arasındaki farklılıkları objektif delilleri ile açıklamaya çalışacağız. Aşağıda, söz konusu farklılıkları maddeler halinde bulacaksınız.
Şimdi bu farkların en önemlilerini ele alalım.
a) ölü gömme:
İlk olarak ölü gömme ve açıkta bırakma ikilemi ile incelemelerimize başlayalım. Med Dini ile Akamenid Pers Dini arasındaki en temel felsefi ayrılık, burada kendisini ele verir. Avesta'da (Genç Avesta'da) tarif edilen Med Dini'ne göre vücut, sadece ruhu taşımak, onun düşünce seçimine göre eylemde bulunmak için şekillenmiştir. Zerdüşti inancına göre (orijinal Zarathuştracılığı kastetmiyorum, Med Dönemi Avesta'sında yer alan düşünce sistemine göre düşünce arz ediyorum) insan öldüğü zaman, geriye kalan vücud, bilhassa kemiklerin dışındaki kısmı, tabiatı kirleten bir 'Nasu'dur. Bundan dolayı vücudun öldüğü andaki haliyle toprağa verilmemesi gerekir. Eğer böyle yapılırsa temiz tabiat kirletilmiş olur. Ölü gömmek, Avesta'nın Vendidad'ından da açıkça anlaşıldığı kadarıyla en büyük suçtur (ölüyü açıkta bırakma olayını Herodot da zikreder, bkz; Herodot; I,140). Avesta'nın emri gereği vücut bir dağın tepesine, 'daxma' denilen etrafı çevrili, üstü açık, mezarımsı bir alana bırakılacak, 'Ahura Mazda'nın kuşları ve kurtları' onun etini yiyerek yok edecek, böylece tabiatı, bilhassa suları ve toprağı bu pislenme olayından koruyacaklardır. geriye kalan kemikler ise en fazla bir yıl içerisinde gömülecekler. Genç Avesta'nın ifade ettiği dinde ruh sorgulanır, ruh cennete veya cehenneme gider, ceset değil. Cennet, yani Vahişta, şarkılar evi, Ahura Mazda ile birleşilen mekandır. Ceset ise, her maddi varlık gibi, Kötü Güç'ün, yani Angra Mainyu'nun ona saldığı kötüden arındıktan sonra sonsuz ilahi ışığa katılır.
Zarathuştra dinini kabul etmiş olan Sasani döneminde, ki bu çok tutucu bir Zerdüştilik dönemidir, Seoses adlı bir başbakan, sırf ölüsünü gömdü diye ölüme mahkum edilmişti (Procopios, De Bello Persico,I).
Pers dininde ise insan, cesedi ile bir bütündür. İnsan öldüğü zaman onun yer altı cennetine doğru yolculuğu da başlar. Pers Dini'nde işaret edilen cennetin hükümdarı Hint Mitolojisi'ndeki Yama'dır. Bundan dolayı ölü ne kadar derine gömülürse, yer altı cennetine varma süresi o kadar kısaltılmış olur. Hatta yer altı cennetine sağlam bir şekilde varmak için cesedin bozulmaması da gerekir. O halde asiller, ölülerini mümkün mertebe mumyalayarak ve en derine gömerek onların nihai cennete çabuk ve sağlam varmaları için yardımcı olacaklardır. Bu dini inanç, Doğu Aryanlar'ın en eski dini inancıdır. Biz Orjinal Zarathuştra Dini'nin bu konudaki tutumunu bilmiyoruz. Çünkü bu konuya açıklık getirebilecek olan Gathik Avesta'nın ilgili kısımları kayıptır. Elimizdeki Avesta, ki bunu Genç Avesta olarak adlandırıyoruz, ölü gömme/gömmeme olayını yukarıda kaydettiğimiz şekilde işler. Bu ise Med Dini'nin kendisidir, başka bir şey değil. Biz burada Zarathuştra Dini'nin orijinal şeklini değil, Kürtler'in atalarının, Medler'in bu dini nasıl anladıklarına bakıyoruz.