-
Düşük nedir ? Abortus
Bebek sahibi olmak isteyip de adet kanaması geciken bir kadının ilk aklına gelen olasılık doğal olarak hamile olduğudur
Büyük bir heyecan ile jinekoloğuna giden ya da eczaneden aldığı testi yaptıktan sonra gerçekten hamile olduğu haberini almak çiftin hayatlarindaki önemli anlardan birisidir
Bu mutluluk doğum gerçekleşip de aileye yeni bir birey katılmasıyla birlikte başka bir boyut kazanır
Çiftlerin bir kısmı ise ilk sevinci takiben büyük bir hayal kırıklığı ile yüzyüze kalırlar
Bu hayal kırıklığının adı bebeğin kaybı ile sonuçlanan DÜŞÜK’dür
Düşük, bir kadının hayatında yaşadığı psikolojik açıdan en şiddetli travmalardan birisidir
Konu hakkında yeterli bilgi sahibi olunmaması durumunda travmanın şiddetinin daha fazla olacağı açıktır
Oysa olayın nedenleri ve gelecekteki çocuk sahibi olma potansiyeleri hakkında bilgi sahbi olan bir kadın durumu çok daha kolay atlatacaktır
TANIMLAR:
Teknik olarak düşük ya da bilimsel adı ile abortus, yirminci gebelik haftasından ya da bebek 500 gram ağırlığa ulaşmadan önce gebeliğin herhangi bir nedenle sonlanmasıdır
Düşüğün değişik türleri vadır:
Erken düşük: Gebeliğin ilk 12 haftasında ortaya çıkan düşükleri tanımlar
Geç düşük: Gebeliğin 12-20
haftaları arasında yaşanan düşükleri tanımlar
Spontan abortus: Dışarıdan herhangi bir müdahale olmadan gebelik ürününün rahim dışına atılmasıdır
Bu makalede düşük sözcüğü spontan abortus yerine kullanılacaktır
Abortus imminens: Düşük tehdidi
Gebeliğin ilk yarısında vajinal kanama varlığında düşük tehdidinden söz edilir
Kahverengi bir akıntıdan parlak kırmızıya kadar değişik şekillerde olabilir
Beraberinde kramp tarzında ağrı olabilir
Abortus insipiens: Kaçınılmaz düşük
Kanama ile birlikte ağrı ve en önemlisi rahim ağzında açılma olması durumudur
Rahim ağzında açılma olduğunda düşüğün grçekleşmemesi neredeyse olanaksızdır
tanı konulduğunda kürtaj ile gebeliğin kontrollü bir şekilde sonlandırılması gerekir
Komplet abortus: Spontan abortusun türlerinden biridir
Komplet abortus durumunda gebeliğe ait dokuların hepsi kanama ve rahim kasılmaları ile birlikte vücut dışına atılır
Rahim içinde gebeliğe ait hiçbir doku kalmaz
Altı haftadan küçük erken gebeliklerde rahim içindeki doku hacmi az olduğundan genelde bu gebeliklerde ortaya çıkan düşükler kendiliğinden dışarıdan herhangi bir müdahale gerektirmeden sonlanırlar
Vücudun kendi savunma mekanizmaları olayı tamamen halleder
Tanı vajinal ultrasonografide rahim içi boşluğunda doku görülmemesi ile konur
Bazı doktorlar komplet abortus olduğunu düşünseler bile her hastada kürtaj ayaarak içeride parça kalmadığından emin olmayı tercih edebilirler
İnkomplet abortus: Düşüğün tam olarak gerçekleşmemesidir
Kanama ile birlikte gebelik ile ilgili dokuların bir kısmı atılır ancak önemli bir kısmı rahim içinde kalır
Altı haftadan büyük gebeliklerde düşük sonrası içeride parça kalma olasılığı yüksek olduğundan her hastada kürtaj yapılarak parça kalmadığından emin olunması gerekir
Boş gebelik (blighted ovum): Halk arasında su gebeliği olarak da adlandırılan bu durumda gebelik kesesini oluşturan zar ve plasenta oluşurken bu yapıların içinde bir bebek bulunmaz
Missed abortus: Embryonun canlılığını kaybetmesine rağmen olayın bir kanama ve düşük ile sonuçlanmaması durumunda missed abortusdan söz edilir
Gebelik ürününün uzun süre atılmadan kalması durumunda anne adayının hayatını tehdit edebilecek komplikasyonlar gelişebileceğinden son derece önemli bir durumdur
Elektif abortus: Herhangi bir komplikasyon olmamasına karşın anne adayının ve baba adayının rızası ile gebeliğin sonlandırılmasıdır
Ülkemizde bu işlemin yasal sınırı 10
gebelik haftasıdır
Biyokimyasal gebelik: Gebeliğin başlangıcı anneden gelen yumurta hücresi ile babadan gelen sperm hücresinin birleşmesidir
Bu aşamadan sonra döllenen yumurta bölünerek içerdiği hücrelerin sayısı çoğalmaya başlar
Oluşan yeni canlının içerdiği hücreler sayıca artıp, embryo adı verilen oluşumun hacmi büyürken tüp içerisinde ilerleyerek rahime doğru yolculuk eder
Balastokist aşamasına gelindiğinde artık embryo rahim içine ulaşmıştır ve human koriyonik gonadotropin (hCG) adı verilen gebeliğe özgü hormon salgılanmaya başlar
Gebelik ilerlemeye devam ettikçe bu hormonun kandaki ve dolayısıyla idrardaki miktarları artar
İdrarda saptanabilmesi için kan düzeylerinin yüksek değerlere ulaşması gerekir
Genelde idrarda saptanacak düzeye ulaştığında kadının beklediği adet kanaması da gecikmiştir
hCG düzeyi genelde 500-1000 IU/mL miktarına ulaştığında gebelik kesesi vajinal ultrasonografi ile görülebilir
Bu durumda gebelik artık “klinik gebelik” olarak adlandırılır
Bazı durumlarda ise henüz bir adet gecikmesi olmadan, 1-2 gün kala kanda yapılan gebelik testi ile hCG düzeyindeki artış saptanabilir
Ancak herhangi bir nedenle gebelik canlılığını yitirdiğinde bazen adet kanamasında herhangibir gecikme olmadan ya da 1-2 gunluk gecikme sonrası kanama ile gebelik sonlanır
Böyle bir durumda biyokimyasal gebelikten söz edilir
Yani gebelik kanda yapılan incelemeler ile saptanmış ancak klinik olarak saptanabilecek aşamaya gelemeden sonlanmıştır
Habitüel abortus: Tekrarlayan düşükler
Ardarda 3 ya da daha fazla gebeliğin düşük ile sonuçlanması durumunda tekrarlayan düşüklerden söz edilir
Septik Abortus (Kriminal abortus): Abortusun enfeksiyon ile komplike olmasıdır
En sık yasal olmayan şekilde uygunsuz kişi ve cisimler ile bebeği düşürmek için yapılan girişimlerden sonra görülür
Anne ölümlerinin önde gelen bir nedenidir
DÜŞÜK NE SIKLIKTA OLUR?
Bilimsel çalışmalarda rapor edilen düşük sıklığı %15-25 arasındadır
Yani klinik olarak fark edilen -adet gecikmesi sonrası ultrason ile görülebilen- gebeliklerin %15-25′i düşükle sonuçlanır
Bir başka deyişle hamile kalan her 4-6 kadından birisi o hamileliğinde düşük olayı yaşayacaktır
Öte yandan klinik olarak saptanamayan gebelikleri de yani biyokimyasal gebelikleri de dahil ettiğimizde bu oran %50-65′e çıkar
Gebelik ilerledikçe düşük olma olasılığı da giderek azalmaktadır
Döllenme sonucu oluşan gebeliklerin yarısı daha rahim dokusu içine yerleşmeden ya da çok erken dönemde düşük ile sonuçlanır
Düşüklerin %80′inden fazlası ilk trimester içinde yani ilk 13 haftada meydana gelir
Risk ilk 8 haftada en yüksek değerdedir, gebelik 8
haftayı geçtikten sonra düşük şansı giderek azalmaktadır
Görüldüğü gibi düşük çok sık karşılaşılan bir durum olup nadir görülen bir olay değildir
DÜŞÜĞÜN BELİRTİLERİ:
Düşüğün en önemli belirtisi kanamadır
Kanama olmadan düşük olmaz
Bunun tek istisnası missed abortustur ve tesadüfen ultrason incelemesinde saptanır
Kanama ile bereber diğer belirtler ise ağrı ve doku pasajıdır
Vajinadan, kanla birlikte doku gelmesi tanısaldır
Ancak burada doku ile kan pıhtısı arasındaki ayrımın dikkatli, yapılması gerekir
Eğer mümkünse düşürülen parçalar muayeneye giderken birlikte ***ürülmelidir
Tipik olarak şiddeti giderek artan ağrılar olur
Büyük parçaların rahim dışına atılması ile birlikte ağrı da azalarak kaybolur
DÜŞÜK TANISI:
Düşük tanısı klinik muayene ve ultrason incelemesi ile konur
DÜŞÜK YAPAN HASTAYA YAKLAŞIM:
Hamile bir kadında görülen vajinal kanama acil değerlendirmeyi gerektirir
Hastadan detaylı bir öykü alınarak gebelik yaşı hesap edilmeye çalışılır
Beraberinde ağrı ve parça düşme öyküsü araştırılır
Kan basıncı ve nabız gibi hayati belirtileri kaydedildikten sonra muayene edilerek kanamanın miktarı, rahim içinden gelip gelmediği, serviskte açıklık olup olmadığı ve vajina içinde gebeliğe ait parça bulunup bulunmadığı araştırılır
Ultrason incelemesi ile bebeğe ait kalp atımlarının varlığı kontrol edilir
Düşük tanısına ulaşıldıktan sonra hastanın durumuna göre kürtaj yapılıp yapılmayacağına karar verilir
Kanama varlığında ayırıcı tanı çok önemlidir
Dış gebelik ve mol gebelik gibi anormal gebeliklerin varlığında da benzeri yakınma ve bulguların olabileceği akılda tutulmalı ve uyanık olunmalıdır
Bazen tam olmayan düşük ya da kürtaj sonrası içeride kalan ufak parçaların atılmasını kolaylştırmak ya da kanamayı azaltmak amacıyla rahim kasılmasını sağlayan ilaçlar verilebilir
DÜŞÜĞÜN KOMPLİKASYONLARI VAR MIDIR?
Tüm tıbbi durumlarda olduğu gibi düşük olgularında da bazı istenmeyen olaylarla karşılaşılabilir
Sevindirici olan düşüğe bağlı komplikasyon riskinin son derece az olmasıdır
Düşüğe bağlı en önemli komplikasyonlar kanama ve enfeksiyondur
Düşük sırasında kanama çok hızlı ve fazla miktarda olabilir
Gebelik yaşı ne kadar ileri ise kanama miktarının da o oranda fazla olması beklenir
Benzer şekilde tam olmayan düşüklerde de içeride kalan parçalar nedeni ile fazla kanama görülebilir
Kanamanın aşırı olması ve geç müdahale edilmesi durumunda hayatı tehdit edebilecek ciddi sorunlar (şok gibi) görülebilir
Kanamanın bir diğer komplikasyonu da anemidir
Fazla kanama varlığında damar yolu açılarak sıvı hatta bazı durumlarda kan verilmesi gerekebilir
Enfeksiyon açısından ise en büyük risk içeride parça kalmasıdır
Canlılığını yitiren dokular bakterilerin üremesi için ideal ortam yaratır
Rahim bu parçaları atmaya çalışırken oluşan kasılmalar şiddetli kasık ağrısı olarak algılanır
Genelde parça düştükten sonra ağrı azalır yada kaybolur
Enfeksiyon ciddi bir komplikasyondur
Özellikle kendi kendine düşük yapmak amacıyla vajina içine yabancı cisim sokan kadınlarda ortaya çıkan sepsis (kan enfksiyonu) ülkemizdeki anne ölümlerinin en önemli sebeplerinden birisidir
İçeride parça kaldığından şüphe edilen durumlarda mutlaka antbiyotik tedavisi yapılmalıdır
Düşük nedeni ile kürtaj yapılmasını gerektiren durumlarda kürtaja ait komplikasyon risklerinin hepsi geçerli olur
DÜŞÜK NEDEN OLUR?
Erken dönemde embryoya ait nedenler düşüklerin %80-90′ını oluşturur
Bunlar arasında en önemli neden o bebeğe ait kromozomal anomalilerdir
Erken dönem düşüklerin yarısından fazlasında bebeğe ait kromozom anomalileri saptanmaktadır
Döllenme gerçekleşip yeni bir canlının temelleri atıldığında cinsiyeti de dahil olmak üzere onun tüm genetik yapısı da bellidir
Döllenmiş embryodaki genetik bilginin yarısı anneden yarısı da babadan gelir
Döllenme sırasında bu bilgiler birleşerek yeni bir canlıyı oluşturur
Kromozomlar genetik yapıyı taşıyan oluşumlardır
İnsanlarda 46 tane yani 23 çift kromozom vardır
Bu 46 kromozomun 23 tanesi anneden 23 tanesi de babadan gelir
İnsan vucudunda bulunan trilyonlarca hücrenin 2 türü hariç hepsi aslında aynı kromozom yapısına sahiptir
Sadece erkekteki sperm ve kadındaki yumurta hücresinde 46 değil 23 tane kromozom bulunur
Bu sayede döllenme olup da yeni bir canlı oluştuğunda yine 46 kromozoma sahip olacaktır
Bazen kötü bir şans ya da şanssızlık sonucu döllenme sırasında anneden ve babadan gelen kromozomların birleşmesi olması gerektiği gibi gerçekleşmez
Bu durumda kromozomların taşıdığı bilgilerden bazıları kaybolabilir ya da olması gerektiğinden fazlaca tekrarlayabilir
Bazen de sorun birleşme sırasında değil de yumurta ya da sperm üretimi sırasında görülebilir
Yumurta ya da sperm hücreleri rastlantısal bir hata sonucu eksik ya da fazla bilgi içerebilir
Böyle bir durumda ise döllenme sonrasında gelişen embryoda da fazla ya da eksik bilgi olacaktır
Bazı durumlarda olması gerekenden farklı olan bilgi yani kromozomların varlığında döllenme olsa dahi ilk planda oluşan embryo bölünüp çoğlamaz ve gebelik daha ortaya çıkmadan sonlanır
Bu durumu tüp bebek yöntemleri dışında herhangi bir şekilde gösterebilmek olanaksızdır
Bazen eksik ya da fazla olan bilgi hayatın ilk dönemleri için gerekli değildir
Bu gibi bir durum söz konusu olduğunda bebek gelişimini normal olarak sürdürür
Bozuk olan bilgiye gerek duyulduğunda ise eğer bu bilgi yaşam için gerekli ise bebek canlılığını kaybeder ve gebelik bir düşük ile sonuçlanır
Düşüklerin en önemli nedeni olan kromozom anomalileri ailevi geçiş göstermezler ve tamamen şans eseri rastlantısal olarak ortaya çıkarlar
Kromozomal düşüklerin altında doğanın ve canlı türlerinin neslini koruma dürtüsü yatar
Üremenin amacı neslin devamını sağlayacak sağlıklı bireyler şeklinde çoğalmaktır
Oysa organizmanın üreme girişimleri her zaman başarılı olmaz
Tam tersine çoğu zaman üreme sistemi hatalı bireyler üretir
Ancak doğa burada da gücünü gösterir ve yaşama ve üreme potansiyeli son derece düşük olan bu bireylerin daha doğmadan elimine edilmesini sağlar
İşte bu nedenle döllenme sonrası oluşan bireylerin yarısından fazlası dünyaya gelme şansı bulmadan sonsuzlukta kaybolurlar
Gerçekçi bakmak gerekirse düşük aslında çok fazla üzülmeyi gerektiren bir yaşam deneyimi değildir
Doğanın bebeğinizin sağlıklı ve sorunsuz olması için harcadığı büyük çabanın sadece küçük bir parçasıdır
Diğer düşük nedenleri arasında gebeliğin erken dönemlerinde kullanılan ilaçlar, radyasyon ya da benzeri çevresel faktörler sayılabilir
Diğer nedenler ise genelde tekrarlayan düşüklerin ardında yatan neden olabilir
%3 olguda anne ya da babada bulunan bir genetik anomali tekrarlayan düşüklerin altında yatan sebeptir
Öte yandan rahimde şekil bozuklukları ya da bazı bağışıklık sistemi hastalıkları da değişik mekanizmalarla düşüğe neden olmaktadırlar
Genel olarak bakacak olursak düşük nedenleri şunlardır:
Embryoya ait kromozom anomalisi
Çoğul gebelikler
Teratojenik ya da mutajenik etkiler (ilaç, radyasyon vb
)
Genetik ( anne ya da babaya ait genetik bir bozukluk)
Üreme sistemindeki yapısal anomaliler
Doğumsal uterin anomaliler (septum vb)
Myomlar
Servikal yetmezlik
Annede görülen akut durumlar
Korpus luteum yetmezliği
Aktif enfeksiyonlar (rubella, sitomegalovirus, Listeria, Toksoplazma gibi)
Yüksek ateş
Asherman sendromu
Annede görülen kronik hastalıklar
Polikistik over hastalığı
Kontrolsüz şeker hastalığı
Böbrek hastalığı
Sistemik lupus (SLE)
Tiroid hastalıkları
Şiddetli hipertansiyon
Antifosfolipid sendromu
Dış faktörler:
Sigara
Alkol
Uyuşturucu
Yüksek doz kafein
Yaş düşükte önemli bir faktör müdür?
Bu sorunun cevabı kesinlikle EVETtir
Artan kadın yaşıyla birlikte üretilen yumurtaların kalitesinde de azalma görülür
Bunun anlamı yumurtaların genetik yapısındaki bozulmadır
Bu bozulma sonucunda oluşan embryoda kromozom bozukluğu görülme olasılığı artar
Örneğin 20 yaşında bir kadın hamile kaldığında bunun düşükle sonuçlanma olasılığı %13 iken 42 yaşından sonra bu oran %50′ye çıkar
Düşüğün tekrarlama olasılığı nedir?
Olguların çok büyük bir kısmında altta yatan neden sadece o gebelik ile ilgili olduğundan tekrarlayan düşüklerin görülme olasılığı çok yüksek değildir
Yapılan istatistikler her 36 kadından birinin iki kere arka arkaya sadece tesadüfen düşük yapabileceğini göstermektedir
Düşük sonrası kürtaj gerekli midir?
Evet çoğu zaman düşüğü takiben bir kürtaj yaparak içeride parça kalıp kalmadığından emin olmak yararlı olur
İçeride kalan parçalar kanamaya neden olabileceği gibi enfeksiyon için de uygun zemin hazırlar
Nadiren tam bir düşük varlığında, kanama kesilmişse ve utrasonda içeride parça kaldığını düşündüren bulgular yoksa kütaj yapılmadan takip edilebilir
Düşük sonrası kanama ne kadar sürer?
Kanama miktarı azalarak 7-10 gün kadar sürebilir
Kürtaj yapılmışsa genelde 3-4 gün içinde kesilir
10 günden uzun sürmesi durumunda yeniden değerlendirme gerekli olur
Bazı durumlarda kürtajı takibe hiç kanama olmayabilir
Kanama varlığında kötü bir kokusunun olmaması önemlidir
Koku varlığı rahim içi bir enfeksiyonu düşündürür
Düşük sonrası ne zaman adet görülür?
Bir sonraki adet kanamanız 4-6 hafta sonra olacaktır
Hamilelik öncesi adetlerin düzensiz olması durumunda ilk periyod daha geç olabilir
Kan uyuşmazlığı varlığında ek önlem gerekir mi?
Altı haftadan küçük gebeliklerde ek bir tedavi gerekmez
Daha büyük gebeliklerde ise bebeğin Rh (+) olması durumunda annede bağışıklık sistemini uyarabilecek kadar kırmızı kan hücresi teması olabilir
Düşük olan bebeğin kan grubunu saptamak mümkün olmayacağı için bu tür durumlarda anti-D yapılması gerekir
Gebeliğin 13 haftadan büyük olduğu durumlarda tıpkı doğumda olduğu gibi ilk 72 saat içinde 300 mikrogram anti-D yapılırken, 13 haftadan küçük gebeliklerde 50 mikrogram yapılması yeterlidir
Yeniden denemeye ne zaman başlanabilir?
Bazı çiftler düşük sonrası hemen yeni bir bebek için denemeye başlamaya karar verirken, bazıları da bu kaybın yarattığı psikolojik travmayı atlatmak için zamana gereksinim duyarlar
Bu olayda doğru karar yoktur
Yeniden deneme zamanına karar verirken tek etken sizin duygularınızdır
Genelde önerilen, düşük sonrası ilk adet kanamanızı gördükten eğer isterseniz yeniden denemeye başlamaktır
İki gebelik arasında en az bir adet kanaması geçmeyen durumlarda takip eden gebelikteki düşük riskinin bir miktar arttığına dair bulgular olmakla birlikte düşük sonrası adet görmeden hemen hamile kalsanız da endişelenmenize gerek yoktur
Sağlıklı bir bebeğin doğumuyla sonuçlanan pekçok hamileliğin bu şekilde başladığını aklınızdan çıkarmayın
Kendinizi ruhsal olarak hazır hissettiğiniz anda eşinizle birlikte olabilirsiniz
Enfeksiyon riski nedeni ile kanamanın devam ettiği süre içinde cinsel ilişki önerilmez
Hemen yeni bir hamileliği düşünmüyorsanız jinekoloğunuzla uygun korunma yöntemleri hakkında konuşmalısınız
Bir sonraki hamilelikte şansı arttırmak için yapılabilecek birşeyler var mı?
Bu sorunun cevabı hem evet hem de hayır
Hayır, çünkü belirttiğimiz gibi düşüklerin önemli bir kısmında ne yazık ki yapılabilecek hiçbir şey yok
Evet, çünkü alacağınız basit önlemler ve genel sağlığınıza göstereceğiniz özen başarılı bir gebeliğin en önemli anahtarıdır
İdeal kilonuza ulaşmak, sigara ve alkolü bırakmak gibi genel önlemler hem üreme sağlığınız hem de ilerideki hamilelikleriniz için yararlıdır
Bu Konu için Etiketler
Yetkileriniz
- Konu Acma Yetkiniz Yok
- Cevap Yazma Yetkiniz Yok
- Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
- Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
-
Forum Kuralları